24 Mart 2007 Cumartesi

Yatakta özgür olun!

Gittikçe cinselliğin daha az yaşandığı bir hayata doğru gidiyoruz. İş yaşamı, ekonomik sorunlar, stresler, hayat kaygıları cinselliği daha alt sıralara itiyor.. Yatakta, "tak fişi bitir işi" yöntemiyle kısa anlara sığdırılıyor sevişmeler. Erkek, orgazmını yaşıyor. Kadın ise orgazm taklidi yapıp çekiliyor kenara. Oysa cinsellik, insan yaşamında çok önemli bir yere sahip. Beraberliklerde çiftler, birbirlerine ait olma duygularını cinsellikle birlikte pekiştiriyorlar. Sadece bu da değil, doyumlu bir seks hayatı, insanı her alanda motive ediyor, pozitif etkiler yaratıyor.

Bakın, bir kadın bu duygularını nasıl anlatıyor:

"Mükemmel bir seks hayatım var. Eşim son derece anlayışlı. Kesinlikle sınırlarımız yok. Canımız nasıl istiyorsa öyle sevişiyoruz ve mümkün olduğunca kalıplardan kurtulmaya çalışıyoruz. 'Yatak odası' diye bir takıntımız yok. Evin her yerini aşk köşesi haline getirebiliyoruz istersek. Bu konuda kendi bildiklerimizle kalmıyor kitaplar okuyoruz. Yaklaşık üç yıldır da, "yumuşak sevişme" olarak biline Taocu seksle ilgileniyoruz. Eşim saatlerce boşalmıyor. Ben de alabildiğince doyuma ulaşıyorum. Bu doyum, benim iş hayatımda da çok olumlu izler bırakıyor. Eşim için de öyle. O da işyerinde başarılı bir yönetici. Bizim yaşam biçimimiz bu."

İşte cinsel doyum yaşayan bir kadının yaşama pozitif bakışı. Bu, gerçekten çok önemli. Sorunlu çiftler, bunun önemini kavrarlarsa eğer, onların da başarmaması mümkün değil. Aslında, önemli olan istek. İstersek nelerin üstesinden gelmeyiz ki! Daha da önemlisi, sekse yaşamda tanıdığımız yer. O, yaşamda en alt sıralarda değil, hak ettiği yerde olmalı. Ne var ki, birçok kadın bu konuda tutuk. Cinsel yaşamlarında "konsantre" sağlayamadıklarından ve her zaman sekse hazır olamadıklarından yakınan çok kadın var.

Peki, ne zaman sekse hazır oluruz? Eşimiz hazır değilse ne yapmalıyız? Yatakta "görev gibi" yaşanılan bir ilişkiden hoşlanmıyorsak eşimizi nasıl değiştirebiliriz?

Hiç yorum yok:

Template Design | Elque 2007