| ||
Masturbasyon, kişinin kendi kendini tatmin etmek, bedenini tanımak ve kendini mutlu etmek için kullandığı özel bir yoldur. Vücuduyla oynamak, vücuduna dokunmak ve bazı genital bölgeleri uyarmak çoğu insanın zevk aldığı bir şeydir. Ancak ne var ki toplum, insanları bedenleriyle oynamanın yanlış hatta günah olduğuna dair bir bakış açısıyla yetiştirir. Kimimiz bu mesajlardan nefret ederken kimimiz de hayatımızın doğrularını bu inanışa göre kurgularız. Ancak yapılan araştırmalar masturbasyonun yanlış, günah ve utanılacak bir şey olduğuna dair bakış açısından en çok bluğ çağındaki gençlerin etkilendiğini göstermiştir. Bu sebeple vücutlarını keşfetmeye başlayan gençlerde masturbasyon sırasında ya da masturbasyon sona erdikten sonra huzursuzluk, utanç, iğrenme rahatsızlık, kendine acıma, yalnızlık ve pişmanlık duygusu yoğun olarak yaşanmaktadır. Ergenliğini tamamladıktan sonra da kadının masturbasyon sonrası hissettiği bu duygular şiddeti artarak ya da azalarak devam etmektedir. Masturbasyondan psikolojik olarak değil yalnızca fiziksel zevk duyan kadınların sayısı bir hayli fazladır. 24 yaşındaki A.Ç. masturbasyonu sevip sevmediği sorulduğunda şunları söylüyor: “Bedenen evet ama psikolojik olarak hayır. Ergenlik yaşımda kendimi sık sık tatmin ettim ve o zamanlar bundan vazgeçebilmek için dua ediyordum. Fakat vazgeçmediğim için Allah'a beni çarpmaması için dua ederdim. Çünkü bunu yaparken günahkar olduğumu düşünürdüm. Hatta çoğu kez masturbasyondan sora iğrenç olduğumu düşünür, suçluluk duygusuna kapılır, huzursuzluk çekerdim.” Masturbasyonun kadınlarda iğrençlik duygusu uyandırmasının altında toplumun kadına bakış açısındaki çarpıklığın etkisi çok fazladır. Hangi toplumda olursa olsun kadın öncelikle doğurganlığın simgesidir. Dolayısıyla üremenin dışında yaşanan bir cinsellik kadının sapıklığının bir göstergesi olarak kabul edilir. 32 yaşındaki S.T'nin bu konuya yanıtı ise şöyle: “Evet masturbasyondan çok hoşlanıyorum. Ancak psikolojik yönden pek emin değilim. Aslında pis bir şey yaptığım duygusuna kapılmıyorum ama sapık olduğum korkusunu uzun yıllar hissettim. Sonra kendi bedenimle oynamanın kimseye zarar vermediğini ve beni kimsenin görmediğini düşünerek bu korkudan kurtuldum.” Betty Dodson “Masturbasyonun Özgürleştirilmesi” adlı kitabında kendi kendini tatmin etmenin cinsel yaşamın başlıca öğelerinden biri olduğuna değinmiştir. Masturbasyonun cinselliğin kökü olduğunu ifade eden Dodson primatların çocukluktan beri masturbasyon yaptığını söylemiştir. Bedenin ve cinselliğin keşfinin henüz çocukluk yıllarında başladığına bir çok anne-baba çocuğunun kendi vücuduna dokunduğunu görererek tanık olmuştur. Ancak o sıralarda vücuda dokunularak alınan zevkin masturbasyon olduğunu kişi ancak cinselliği öğrendikten sonra kavrayabilir. Ayrıca masturbasyonun nasıl yapıldığı, ne olduğu ve ne olmadığı da kişinin kendi kendine keşfettiği bir şeydir. Ailelerin büyük çoğunluğu cinsellik konusunda çocuklarıyla konuşmamayı tercih etmektedir. Hatta kimi gençler annelerinin kendilerini masturbasyon yaptığı sırada yakalayınca, cinsel organına iğne yaptıracağı gibi cezalarla korkuttuğundan bahsetmiştir. “Kendimi ilk olarak ilkokul çağına gelmeden tatmin ettim. Oyuncak ayımı bacaklarımın arasında sıkıştırıp üzerinde gidip geliyordum. Ancak bunun masturbasyon olduğunu bilmiyordum. Birgün annem bunu farkettiğinde beni doktora götüreceğini ve iğne yaptıracağını söyledi. O kadar korktum ki 15 yaşıma gelene kadar bir daha bedenime hiç dokunmadım.” Ç. S. 51 yaşında. Gerek erkek gerekse kadın için bedeni tanımanın en önemli yolu olan masturbasyon tabu olma özelliğini hâlâ koruyor. Ancak baskılara, yasaklara rağmen cinsel yaşamın ve cinsel birlikteliklerin sağlıklı ve mutlu yaşanması, bedensel ihtiyaçların karşılanması, bedenin keşfedilmesi için masturbasyonun sapıklık ve utanılacak bir şey olmadığı yavaş yavaş anlaşılmaya başlanıyor. | ||
24 Mart 2007 Cumartesi
Masturbasyon ayıp mı?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder